maidis

Şöyle biraz geçmişe gidiyorum da kırmızı biberi en son Konya'da okurken yedim ben. Beraber kaldığım arkadaşımın annesi bir kavanoz konservesini göndermişti, bir güzel afiyetle yemiştik. Bu bir kavanozun bende oluşturduğu onca güzel duyguya rağmen kırmızı biberi doğru düzgün, bilinçli olarak kullandığımı veya tükettiğimi hatırlamıyorum bundan sonra. Bu yaz ne olduysa pazarda, marketlerde, her yerde kırmızı biber bolluğu olunca ben de kırmızı biberi yeniden keşfetmiş oldum. Her zaman böyle miydi yoksa gerçekten bu sene mi böyle bilmiyorum. Kırmızı biberi yemeklerden salatalara her şeyde bol bol kullandım son dönemde, geçen de bir seviye üste geçeyim ve hazır fırında çupra yaparken bir tepside de kırmızı biber közleyeyim dedim. UZMANTV'de Müge Suyolcu güzelce anlatmış nasıl yapılacağını, ilk kez yapacaksanız bir bakmanızı tavsiye ederim. Közlenmiş kırmızı biberlerin kabuklarını soyduktan ve içini temizledikten sonra zevkinize göre tüketebilirsiniz. Ben küçük bir kısmını

Futbolu sadece oynarken sevdiğim için Brezilya'daki son dünya kupasını da çok uzaktan takip ettim. Böyle olunca da haliyle kupadan geriye aklımda unutulmaz maçlar, goller ve oyuncular değil daha ikincil detaylar kaldı. Bunlardan biri de dulce de leche . Dulce de leche'den Uruguay takımının Brezilya'ya yanında götürdüğü ama ne yazık ki havalimanında kaptırdığı 39 kilo vesilesiyle haberdar oldum . Yerimlerine Süt Reçeli (Dulce de Leche) Nasıl Yapılır , Süt Karameli (Dulce de Leche) ,  Uruguay’da Torta Frita, Dulce de Leche, Churro ve Garrapinada gibi birkaç yazı ekledim ama zaman bulamadığımdan ne bu yazıları okumaya ne de bu tatlı yiyeceği yapmaya fırsatım oldu bir ay öncesine kadar. Neyse geçen ay dulce de leche'yi yaptım. Yapımı çok basit ama basitliğine göre çok uzun sürüyor ve yapılan tek işlem üç dört hazır malzemeyi ateş üstünde uzun uzun karıştırmak olduğundan çok sıkıcı. Sıkıldığımdan bir saat sonunda karıştırma işlemini bıraktığım için biraz fazla akışkan

1112211.com 'dan Ekşi Sözlük aracılığıyla haberdar oldum. Başlık uzun süre sol tarafta popüler olunca ilk başta hiç ilgimi çekeceğini tahmin etmediğimden bakmadığım ağırlıklı olarak rakamlardan oluşan başlığa merakıma yenilip bir bakayım dedim. Yazarından yaşamla ilgili öğrenebileceğim şeyler olduğunu gördüğümden fotoğraf / ekran görüntüsü / video günlüğü diyebileceğimiz siteyi takip etmeye başladım. Yaklaşık üç günde o zaman günlüğün yarısına denk gelen üç yüz girdiyi okuyup bitirdim. Devamını okuyamadım çünkü bu ilk içerikler site internet üzerinde duyulunca kaldırıldı yazarı tarafından. Yeni içeriği de ara ara siteyi ziyaret ederek takip etmeye devam ettim ama bu uzun süre tekrarlanamayacak boyutta bir iş olmaya başladı. Bu yüzden 1112211.com üzerindeki içeriğin takibini kolaylaştırmak için daha önce başkası yapmış mı diye kısa bir araştırma yaptıktan sonra feed43 'den yararlanarak bir RSS bağlantısı oluşturdum. Beslemeyi şu an feedly ile sorunsuzca kullanıyorum.

Hafta sonu mutfakta tek başıma tost yaparken canımın daha az sıkılması için açtığım televizyonda  şans eseri dinlediğim ve tekrar dinlemek için Sokakta Hayat Var'ın 26. bölümünün internet üzerinden yayımlanmasını sabırsızlıkla beklemeye başladığım bu şarkıyı daha sonra da çokça dinleyebilmek adına hakkında kısa bir yazı yazmanın en iyisi olacağını düşündüm. Tabii bu güzel yorumu sizlerle buluşturmak da amaçlarımdan biri.

Bugün gazetelere çıkan haberlerle  Ankara Hayvanat Bahçesi Müdürü Mustafa Sancar'ın TÜBİTAK'ın önemli birimlerinden ULAKBİM 'e Müdür Yardımcısı olarak atandığını ve Cahit Arf Bilgi Merkezi'nden sorumlu olacağını öğrendim. Bu haber vesilesiyle Pardus ile ilgili diğer son gelişmelere bakmak için bir Google araması yaptığımda da Pardus'un Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu 'nun maskotu olduğunu öğrendim . Maskotu tasarlayan Aydan Çelik, Pardus'un ortaya çıkış hikayesini şöyle anlatıyor: "Organizasyon komitesiyle sohbetlerimizde Tur'un bir maskota ihtiyacı olduğu yıllardır konuşuluyordu. 50. yılda birlikte neler yapabiliriz diye yeniden masaya oturduğumuzda ise 'Pardus' fikri doğdu. Bu coğrafyada yapılan bir bisiklet yarışında bu coğrafyanın bir canlısını kullanmaktan daha doğal bir şey olamazdı. Üstelik bu efsanevi canlı, bir bisikletçi gibi zeki, çevik ve hızlıysa..." Pardus özgür yazılımla ilgili kişilerin çok iyi bildiğ

Konya'da A.Y.S. ara sıra benim Nikon D80'imi kastederek bu makinenin ilk önce önündeki objektif kapağı bozulacak / kaybolacak diye kehanette bulunurdu şaka yollu. *** 27 Ocak 2012 tarihindeki karlı havada tanrılar kurban istiyor'un günümüzdeki karşılığı olan devletler vergi istiyor adına üç beş bir şeyler yatırmak için Ziraat Bankası'nın Esenyurt Şubesi'ne gitmem gerekiyordu. Giderken fotoğraf da çekmek istediğimden makinemi de yanıma aldım. Süper bir haber yakalansa bile fotoğraf çekmeye on kere düşünülüp öyle karar verilecek bir soğuk tipi ortamında sıradan fotoğraflar çeke çeke gitmek istediğim yere ulaştım. Dönüşte tam eve gitmek için bizim caddeye girecekken deli dürtmüşçesine Torium'a gitmeye karar verdim aniden. Kötü hava koşullarına rağmen normal karşılanıp saygı duyulabilirdi bu kararıma, henüz literatüre geçmemiş İstanbul'un en dik yokuşlarından Torium Yokuşu 'ndan inme zorunluluğum olmasaydı eğer. Torium Yokuşu'nun buz tutmuş yo

Simplicissimus Book Farm , anadiline hakim profesyonel e-kitap dönüştürücüleri için son projelerinden biri olan ProudScribes.com 'u Nisan ayında duyurdu . Simplicissimus bu projesiyle yüksek kalitede e-kitaplar oluşturulmasını ve mevcut kitaplara muhteşem katiplerin çalışmaları sayesinde bir gelecek verilmesini hedefliyor. Tıpkı metinlerin ve belgelerin yok olmaması için onları kaydeden geçmişteki katipler gibi 21. yüzyılın katipleri de e-kitaplar üzerinde çalışarak kitaplara bir dijital gelecek verecek ve kitapların dolaşımı için yeni yollar sunacak. ProudScribes'ta dönüşüm işlemlerinin yürütülmesinde yine Simplicissimus'a ait olan ve yayımlanmaya hazır e-kitaplar üretmeye yarayan ücretsiz ve çevrimiçi araç BackTypo kullanılıyor. ProudScribes'ta dönüşüm yapacak katiplerin ana diline hakim kişilerden oluşması projeyi ön plana çıkaran temel özelliklerinden biri. ProudScribes'ta en kaliteli sonuçların elde edilmesi için dönüşümün, üzerinde çalışılacak metnin

Uğur Işılak'ın Facebook sayfasını ele geçiren hacker tartışmalarla ilgili açıklamada bulundu. Hacker, "Biz zaten bir kişiye ait olduğunu bilsek o kişiden izin alırız veya hiç hacklemeyiz. Biz bu sayfayı anonim olarak biliyoruz, sadece biz değil yüzlerce, binlerce insanın anonim bildiği gibi anonim biliyoruz. Anonim olduğunu bildiğimiz, halka mal olan bir sayfa olduğunu bildiğimiz, genel bir Facebook sayfası olarak düşündüğümüz için biz bu sayfayı aldık ve üzerinde paylaşımlarda bulunduk." dedi. Konunun taraflar arasında halledilebileceğini belirten hacker, "Ama gerçekten bir sahibi varsa ve Işılak da bunu ispat ederse, ispat etmesine de gerek yok, yüzde yüz benimdir diyorsa; o zaman oturur konuşuruz, kendi aramızda hallederiz biz taraflar olarak. Bunu çok abartmayı, mahkemelere taşımayı ben çocukça buluyorum. Basitçe bir davranış buluyorum. Biraz daha seviyeye davet ediyorum. Taraflar arasında bir şey olmuşsa bunu polemik malzemesi haline getirmenin de bir hoş da

Sigil artık aktif olarak geliştirilmeyecek . Geliştiriminin Github'a taşınması birkaç katkıcı kazanılmasını sağladı ama bunlar da epey düşük çapta oldu. Sigil'in geliştiriminin durmasıyla calibre 'nin geliştiricisi Kovid Goyal , calibre'deki EPUB üzerinde küçük düzenlemeler ve düzeltmeler yapan aracı tam bir düzenleyiciye dönüştürmeye başladı . Şu anda calibre'nin düzenleyicisi kararlı yapıda ve henüz Sigil'in tüm özelliklerine olmasa da pek çok özelliğe sahip. Sigil gibi calibre'nin düzenleyicisi de özgür yazılım ve Sigil'in aksine aktif olarak geliştiriliyor. Goyal'ın şu ana kadarki çalışmalarına bakılarak da calibre'nin EPUB düzenleyicisinin önünde güzel bir yol olduğunu söylemek mümkün. Sigil'in geliştiricisi, kullanıcılara kendileri için çalışmaya devam ettiği sürece Sigil'i kullanmaya devam etmelerini öneriyor ve "İhtiyaçlarınızı karşılamamaya başladığında veya başka neler olduğunu görmek istediğinizde calibre'nin düz